Ne yalan söyleyeyim, ben de yeni çıkan kitapları ya da yazarları özellikle takip etmiyorum. Bir tesadüf eseri okuyorum ya da tavsiye üzerine temin ediyorum. Bu kitabı da muhtemelen hepinizin yaptığı gibi, Ayşe Arman'ın tavsiyesi üzerinde alıp okudum. Ayşe Arman'ın anlattığı gibi, "ruha dokunan" bir tarafı olduğunda kendisiyle hemfikirim, kitabı beğendim. En azından ilginç olay örgüsü ve merak uyandıran akıcı anlatımıyla hiç zorlanmadan ve hoşuma giderek okudum. Tahmin edileceği üzere kitap yurt dışından Türkiye'ye doğru yolan çıkan bir cenaze ile başlıyor denilebilir. Ancak buradan sonrası birbirini bir şekilde (yakından veya uzaktan) tanıyan insanların kendi hayatlarına ilişkin farkındalık hikayeleri ya da hayata dair unutamadıkları gözlemleri diyebiliriz. Bora'nın son mektubu, Selin'in unutamadığı ancak yürütemediği aşkı, kız kardeşinin bütün inancının bir gecede sarsılması ve değişmesi, Didem'in aynaları ve diğerleri... Yazar kitabı için "kendi kurguladığımız kurgular içinde kaybolmayalım" şeklinde bir açıklama yapmış, gerçekten üzerinden düşünülmesi gereken bir söz. Eğer duygularımızı çok yoğun yaşamaya ve saçmalamaya başladıysak veya saçmalamamıza ramak kaldıysa, belki bizim de artık kendine uyanma vaktimiz gelmiştir.
Kitap ile ilgili bir eleştirim daha uzun olabileceği veya karakterler hakkında daha fazla bilgi verebileceği yönünde olabilir. Yine de yazarın hayal gücüne müdahale edemeyeceğimzi için, bazı yerleri kendi zihnimizde yarattığımız profiller/olaylar ile tamamlayabiliriz diye düşünüyorum. Birbirine dokunan bu hikayeler arasında eminim herkes bir tanesini daha çok sevmiştir, benimki en sonda yer alan hikayeydi. Daha önce düşünmediğim bir konu üzerinde düşündürdü beni, şimdiyi yaşarken bir araya getirmediğimiz bazı parçaları bütünleştirdi. Ben kitabı okumanızı tavsiye ederim, çok da vaktinizi almayacak zaten. İyi okumalar!
" 'Ama şimdi böyle yaparsam sonra ayıp mı olur...' diye hiç durmadan tahlil yapan zihnini ciddiye alma, 'iyi insan' şemaları üzerinden 'iç'ine sinmeyen hiçbir şeyi söyleme ya da yapma! An'a ve tam an'da yapılması gerekene sadakat, kendi tasarımına sadakattir. Kendine iman etmeden Tanrı'ya iman edemezsin."
Kitap ile ilgili bir eleştirim daha uzun olabileceği veya karakterler hakkında daha fazla bilgi verebileceği yönünde olabilir. Yine de yazarın hayal gücüne müdahale edemeyeceğimzi için, bazı yerleri kendi zihnimizde yarattığımız profiller/olaylar ile tamamlayabiliriz diye düşünüyorum. Birbirine dokunan bu hikayeler arasında eminim herkes bir tanesini daha çok sevmiştir, benimki en sonda yer alan hikayeydi. Daha önce düşünmediğim bir konu üzerinde düşündürdü beni, şimdiyi yaşarken bir araya getirmediğimiz bazı parçaları bütünleştirdi. Ben kitabı okumanızı tavsiye ederim, çok da vaktinizi almayacak zaten. İyi okumalar!
" 'Ama şimdi böyle yaparsam sonra ayıp mı olur...' diye hiç durmadan tahlil yapan zihnini ciddiye alma, 'iyi insan' şemaları üzerinden 'iç'ine sinmeyen hiçbir şeyi söyleme ya da yapma! An'a ve tam an'da yapılması gerekene sadakat, kendi tasarımına sadakattir. Kendine iman etmeden Tanrı'ya iman edemezsin."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.