Dünyada ne kadar ilginç isimler duyabilirsiniz? Zebercet bunların içinde midir? Yusuf Atılgan nereden buldu bu ismi diye düşünmeden edemiyorsunuz. Aslında kitapta buna mantıklı bir açıklama var, okuyup öğrenebilirsiniz :) (Zebercet parlak sarı-yeşil renkteki değerli bir taş). Ancak, taşın kendisi gibi değerli ve parlak yaşamı olmuyor kahramanımız Zebercet'in. Zaten kitap tek karakter üzerine kurulduğu (ve kendisinin gözünden anlatıldığı) için, kahramanımızın grilikler içine sıkışmış mutsuz hayatı sizi de etkiliyor haliyle. Zebercet kendisine babadan kalan Anayurt Otelinin katibi ve bütün gününü burada bir resepsiyonda oturarak geçiriyor ve dış dünya ile ilişkisi yok denecek kadar az. Yalnızca uzak bir köyden gelen ve otelin temizlik vb. işleriyle ilgilenen bir kadıncağız var. Zebercet'in bu monoton hayatı, bir gün gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının otelde bir gün kalıp gitmesiyle biraz değişir. Kadından çok etkilenen Zebercet, günlerce kendisini bekler, hayatında biraz hareketlenme olur. Otele giren çıkan insanları farklı duygularla gözlemlemeye başlar mesela: "Dün gece 'nasıl seninim' demişti kadın. Yeryüzünde erkeğiyle böyle konuşan başka kadınlar da vardı elbet." Zebercet'in bu umutlu bekleyişi (yalnız ve yanında seveceği birini isteyen bir adam) ara ara muhabbetle baktığı kadının unuttuğu sarı-kırmızı-siyah çizgili havluyu almaya gelen iki genç ile sona erer. Artık eskisinden daha saçma davranışlar sergilemeye başlayan Zebercet, yavaş yavaş makul düşünme yetisini de kaybetmeye başlar.
Kitabın arkasında Zebercet, "Ne ölü, ne sağ" bir yaşamın kahramanı olarak tanımlanmış. "Gözünü ilk açtığı ve yaşadığı Anayurt Oteli'yle aynı kaderi paylaşıyor: Birbirine benzeyen geçici ilişkilerle geçen günler, yalnız ve tek başına sürüklenen bir hayat." Kitap birkaç cümleyle ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Kitabın baştan sona çirkinlikleri anlatması ancak buna rağmen okunabilmesi de ayrı bir konu tabi. Anayurt Oteli 1986 yılında Ömer Kavur tarafından film olarak da çekilmiş. Henüz izlemedim, bir gün izlemeye arzum da olur mu bilmiyorum ancak bazı anketlerde en iyi 10 Türk filmi arasında kabul edilmiş, bilginize ;).
"- Film iyiydi değil mi abi?
- İyiydi, dedi gülümseyip.
Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak."
Kitabın arkasında Zebercet, "Ne ölü, ne sağ" bir yaşamın kahramanı olarak tanımlanmış. "Gözünü ilk açtığı ve yaşadığı Anayurt Oteli'yle aynı kaderi paylaşıyor: Birbirine benzeyen geçici ilişkilerle geçen günler, yalnız ve tek başına sürüklenen bir hayat." Kitap birkaç cümleyle ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Kitabın baştan sona çirkinlikleri anlatması ancak buna rağmen okunabilmesi de ayrı bir konu tabi. Anayurt Oteli 1986 yılında Ömer Kavur tarafından film olarak da çekilmiş. Henüz izlemedim, bir gün izlemeye arzum da olur mu bilmiyorum ancak bazı anketlerde en iyi 10 Türk filmi arasında kabul edilmiş, bilginize ;).
"- Film iyiydi değil mi abi?
- İyiydi, dedi gülümseyip.
Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.