Kitap o kadar akıcı ilerliyordu ki elimden neredeyse elimden bırakmadan okudum. Aslında kitaba başlarken böyle olacağını tahmin etmemiştim, hatta biraz gönülsüz de başladım diyebilirim. Fakat kitaba başlayınca bir anda kendimi yaşanan olayların içinde buldum, birbirinden farklı üç insan tanıdım: Kenan Bey, Fadi ve hem yazar hem kahraman olan Dr. Gülseren Budayıcıoğlu. Her ne kadar üç kişi tanıdığımı söylesem de, asıl kahramanımız aslında Kenan Baran, diğerleri bir şekilde onun çevresinde olup da Kenan Beyin hayatını derinden etkilemiş kadınlar. Bu girişten de anlaşılacağı üzere Kenan Bey'in hayatını hep kadınlar şekillendirmektedir. Kendisini seven ve her şeye göz yuman güzel bir karısı olmasına rağmen karşısına çıkan her kadında aşk ve dostluk arayan çapkın ve umursamaz bir adamdır Kenan Baran. Hem zengin hem de yakışıklı ve karizmatik olması dolayısıyla kadınlarla sosyal ilişki kurmakta hiç zorlanmayan Kenan Beyin belki de en büyük hatası, hayatının hep aynı tempoyla zirvede ve tabiri caizse kral gibi devam edeceği düşüncesidir. Peki nasıl oluyor da hiç yıkılmayacak gibi görünen bir imparator bir anda alt üst oluyor ve yıllarca inşa ettiği her şey değerleriyle beraber yerle bir oluyor? Bu sorunun cevabı kendi kurduğumuz ilişkilerde, toplumun kadına yüklediği sorumluluklar ve erkeğe biçtiği ataerkil rolde, yaptığımız tercihler ve bizim tercihlerimizden ibaret olan kendi kaderimizde bulunabilir mi?
Sayın psikiyatrist kitabın arkasında "bir avcının avına av olup yuvarlanışının hikayesi" demiş ancak kitap kanaatimce bundan daha fazlası. Zirveden uçurumun dibine vuran bir adamın kendisini keşfetme hikayesinin yanında açı çektirdiği kadınların ve psikiyatristin de güncesiyle birden fazla konunun ve tekniğin bulunduğu çok katlı bir roman elimizdeki. Kitap, rahatlıkla okunmasının yanı sıra kendimize ve hayatımıza başka bir pencereden bakmamızı da sağlıyor, bu nedenle kendinizde bir değişim başlatmak isterseniz, bu kitaba bir şans vermenizi mutlaka tavsiye ederim. "Bilinç dışının" kaderimizi nasıl şekillendirdiğini örneklerle görebileceksiniz. İyi okumalar!
"...İnsanın kendini tarafsız bir gözle görmesinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Hatta bunun insanı ne kadar üzeceğinin, korkutacağının da farkındayım ama eğer onu durduramazsam acıları hiç bitmeyecek. Meğer ne kadar korkakmış bu Kenan Bey! Yıllardır korkularının esiri oldu. Kader de onu önüne kattı, oradan oraya sürükleyip duruyor..."
Kitabı yeni bitirdim. İçim acıyor. Kenan'ın akibeti acı. Demek ki çok kötü bir insan değilmiş. Keşke daha önce görebilseydi durumu...
YanıtlaSil