Powered By Blogger

28 Aralık 2014 Pazar

Yüzüncü Ad - Amin Maalouf

Kış Okuma Şenliği için hazırladığım okuma listemdeki ilk kitabı okudum. Aslında bu kitabı yıllar önce satın almıştım ve uzun süredir aklımdaydı. Bu vesileyle okuma fırsatı bulduğum için de mutluyum. Her ne kadar merakımı gidermiş olsam da, kitap beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Kitabın ihtişamı ve gizemine karşılık sonu biraz sönük kaldı kanaatimce (ayrıca merak ettiklerim de gölgede kaldı). Kitap Doğu'nun Lübnan'da antikacı dükkanı işleten son Cenevizlilerinden Baldassare Embriaco'nun kaybettiği bir kitabı bulmak için yollara düşmesiyle başlar (1665 yılı). Baldassare yıllar önce dükkanına gelerek antika bir kitabın peşide olan Moskovalı bir hacının aklına düşürdüğü "1666 - Canavarın Yılı" kehanetini aklından çıkaramaz - her ne kadar umursamaz görünse de. Kehanete göre 1666 yılında dünyada büyük değişiklikler olacak ve kıyamet kopacaktır. Tek kurtuluş ünlü yazar Ebu Mahir el-Mazandarani yazdığı ve gizli adın örtüsünü kaldırdığını iddia eden "Yüzüncü Ad" kitabıdır. Bu kitap Allah'ın Kuran'da sözü edilen 99 adının (sıfatlarının) tamamlayıcısı olan 100. adının açıklandığı kitaptır ve Allah'ın bu adı insalığı her türlü tehlikeden kurtarmak için gereklidir. Bu söyletinin ardına düşen pek çok insan "Yüzüncü Ad"ı Doğu'nun oryantalist şehirlerinde (Osmanlı toprakları) aramaktadır. İşte bu hazin hikaye Baldassare'nin yaşlı ve fakir bir Müslümandan bir şekilde Yüzüncü Ad'ı eline geçirip aynı gün kaybetmesiyle başlar. Kitabı tekrar bulmak için Cübeyl'den yola çıkan Baldassare bu yolculuk için İstanbul'dan İzmir'e, oradan Sakız'a, Ceneviz'e, Amsterdam'a ve Londra'ya kadar uzanan bir bilinmeze girer. Tarihle iç içe geçen bu romanda yolculuğun geçtiği topraklarda (1665-1666) yaşanan tarihi olaylardan da söz edilir: Konya veba salgını, İzmir'deki Sabetay Sevi Ayaklanması, Büyük Londra Yangını, İngiltere-Hollanda arasındaki savaş...

Maalouf'u belki de fazla eleştirmemek gerek. Bir yazar okuyucunun tüm marazi merakını tatmin etmek zorunda değil. Yüzüncü Ad kitabında neler yazdığı veya kitabın çeşitli yerlerinde Baldassare'nin yaşadığı bazı olayların nasıl sonuçlandığı değildir önemli olan. Baldassara'nin de fark ettiği gibi, Yüzüncü Ad yalnızca bir araçtır, kendimizi bulmak için kulanacağımız bir araç. Belki de bu yüzden Maalouf ünlü tasavvufi şairlerdan alıntı yapmak istemiş (Yunus Emre ve Maaralı kör ozan Ebulala). Yunus Emre bu topraklarda daha çok tanındığı için Ebulala'nın şiirini paylaşmak isterim: "Bir imam kalksın istiyor kimileri / Ve söz alsın suskun kalabalığın önünde / Boş hayal, imam yoktur akıldan başka / Yalnız o gece gündür yol gösterir bize."

Dört ayrı anı defterinden oluşan bu kitabın çizgi roman şeklinde kitaplarının da basıldığını öğrendim. Uzun kitaplar okumaktan sıkılan veya çizgi roman okumayı seven biriyseniz bu şekilde de fikir sahibi olabilirsiniz. Yeni ve ilginç bilgiler öğrenmek için okunulması gereken bir kitaptır, vaktiniz olursa tavsiye ederim!

Gözleri olanlara dünyada görülecek hiç bir şey olmadığını söylemek zordur. Ne var ki gerçek bu inanın bana. Dünyayı tanımak için dinlemek yeter, yolculuklarda görünenler bir aldatmacadır yalnızca. Gölgelerin peşinde başka gölgeler. Yollar ve ülkeler, önceden bilmediğimiz hiçbir şey öğretemez bize; gecenin dinginliğinde kendi içimizde dinleyebileceklerimizden başka hiçbir şey?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.