Üniversitede iken Pınar Kür'ün "Asılacak Kadın" romanını okumuştum ve gerçekten beğenmiştim. Karakterlerin iç dünyalarında yaşadıkları acıların kitaba çok iyi yansıtıldığını düşünmüştüm. Açıkçası, "Bir Cinayet Romanı"ndan böyle hoşlandığım söylenemez. Ancak kitap hakkında yorum yapmadan önce geçmişini bilmekte fayda var. Bu roman Türkiye'de kadın bir yazar tarafından yazılmış ilk cinayet romanı olma özelliği taşıyormuş duyduğum kadarıyla (Pınar Kür bu kitabı 1989 yılında yazmış). Yazım tekniği olarak dünyada 19. yüzyılda egemen olan bir akımı kullanmış ve bazı yönleriyle özgün bir kitapmış. Kitabın bu yönlerini benim eleştirilerimden bağımsız değerlendiriniz lütfen :).
Kitapta başına "Y", "E" ve "L" harfleri konulmuş bölümler var ve burada karakterlerin kendi anlatımıyla kitap ilerliyor. Hikaye "Y"nin cinayet itirafı ile başlıyor ve kitapta başka adı "Y" ile başlayan karakterler var (yazar da dahil ve hepsi bayan). Bu sebeple başında "Y" yazan anlatıların kim tarafından yapıldığını en başta anlayamıyorsunuz ve öğrendiğiniz azıcık bilgi de birbirine giriyor. Yazar "Y"lerden ve "L"den (Levent) aldığı günceleri - ileride işlenecek - bir cinayeti çözmesi için çocukluğundan tanıdığı ünlü matematikçi "E"ye veriyor. Yazar aslında tüm karakterleri bir şekilde tanıyor, zaaflarını biliyor ve isteklerini yaptırıyor. Bu olayları daha da kompleks hale getiriyor. Biraz sıkılsam da, kitabı bırakmamak için yavaş yavaş içine girmeye çalıştım. İlerledikçe, gerçekten bir cinayet yaşandı ve hatta beklenmeyen birkaç cinayet daha. Bu süre zarfında günceleri okuyup katili bulacak olan matematik profesörünün biraz paranoyak olduğunu anlıyoruz ama gerçekten zeki bir adam profili çizilmiş. Katili buluyor ve bu arada biz katilin geçmişini ve cinayet sebebini de öğreniyoruz. Olaylar o kadar birbirinin içine girdi ki, katil bulunup kitap bitmesine rağmen hala emin olamadım katilin o olup olmadığından. Açıkçası çok zor anlaşılan ve gereksiz uzatılan anlatımıyla ve mantıksız kurgusuyla kendini bana pek sevdiremedi kitap. Ancak, bir emeğin ürünüdür, polisiye kitap sevenlerin -eğer hala okumadılarsa- bir de bunu okumalarında farklı bir kitabı tanımak adına fayda var.
"Bir cinayet olayı nerede başlar? Öldürme düşüncesi aklınıza düştüğünde mi? ... Öldürme düşüncesi, öldürme kararına dönüştüğünde mi? Öldürme kararı uygulandığında mı? Hayır. O son oluyor. Karar uygulandığında, olay bitiyor. Ama başlangıcı neresi? Bilemiyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.