Bu kitabı yıllar önce (2009 yılında) indirimli kitaplar bölümünden almıştım, daha önce okumaya hiç fırsatım olmamış. Aslında kitapta anlatılanların hayatımı değiştirdiği söylenemez, ama bir anı kitabı olması ve benim henüz sahip olmadığım tecrübeleri anlatması dolayısıyla okuduğum için de pişman değilim :). Kitap, yazar Rachel Spencer'in bir gün hayatını değiştirmek istemesiyle başlıyor. Gazetecilik yapmasına rağmen asıl yapmak istediğinin bu meslek olmadığını hisseden Rachel, ne yapmak istediğine karar verebilmek için her şeye biraz ara vererek, Paris'e doğru çocuk bakıcılığı yapmak üzere yola çıkar. Kitapta birkaç yerde aslında yazar olmak istediğini ima eden Rachel, Paris'te au pair (dadı) olarak geçirdiği dönemi, Amerika'ya döndüğünde bir gazetede yazı dizisi olarak yayınlar ve sonrasında anılarından oluşan bu kitap ortaya çıkar. Kitabın anlatımı oldukça sıkıcıydı ve Rachel'in de Paris'te eğlenceli vakit geçirdiği de pek söylenemez. Dolayısıyla akıcı veya eğlenceli bir kitap olduğunu düşünerek okumaya başlamanız kitabı bırakmanıza sebebp olabilir. Ayrıca gazetecilik yapmak istemeyen Rachel'in Paris macerasından sonra Amerika'ya döndüğünde tekrar gazetecilik mesleğine devam etmesi de şaşırdığım hususlardan birisi. Sanırım Paris kendisine gerçekten ne istediğini anlatamadı ya da asıl istediğinin gazetecilik olduğunu vurguladı, anlayamadım. Kitaba ilişkin sevdiğim birkaç yer, Paris dışında yer alan kırsala birkaç günlüğüne yaşayama gittiği bölümdü, Fransız kırsalındaki pazar yerleri ve yaşam tarzı bana çok tanıdık geldi. Ayrıca kırsaldaki Fransız'ların çiftliklerde kendi şaraplarını kendileri yapmalarını, yemek pişirme konusunda ustalaşmalarını (ekmek çeşitleri) ve basit rahatsızlıklara doğal tedavi yöntemleri uygulamalarını da ilginç buldum. Okumak isterseniz, sıkıcı bir kitap olduğunu ve genç bir kadının gelgitleri üzerine kurulduğunu anımsatmak isterim.
"Aylar önce 23 yaşında yeni güne uyandığımda hiç planlamadığım, hatta hiç istemediğim bir hayat yaşıyor olduğumu fark ettim. Bildiğim her şey yanlıştı - olduğumu zannettiğim kişi, nereye gitmeyi ve ne yapmayı düşündüğüm... Küçük bir kız iken sahip olduğum bütün o hayaller, üzüntüden bitkin düşüşlerim ve dua, ümit edişler ve dileyişler... Bunların hepsi üniversite yıllarım süresince ve sonrasında bir bilinmeze doğru giderek kayboldular."
"Aylar önce 23 yaşında yeni güne uyandığımda hiç planlamadığım, hatta hiç istemediğim bir hayat yaşıyor olduğumu fark ettim. Bildiğim her şey yanlıştı - olduğumu zannettiğim kişi, nereye gitmeyi ve ne yapmayı düşündüğüm... Küçük bir kız iken sahip olduğum bütün o hayaller, üzüntüden bitkin düşüşlerim ve dua, ümit edişler ve dileyişler... Bunların hepsi üniversite yıllarım süresince ve sonrasında bir bilinmeze doğru giderek kayboldular."