Powered By Blogger

18 Haziran 2015 Perşembe

Vadideki Zambak - Honoré de Balzac

Devrim sonrası Fransa'da yaşayan aristokrat sınıfına mensup evli bir kadın ile genç bir adamın arasındaki imkansız aşkı anlatan kitap Balzac'ın en beğenilen kitaplarından birisi olarak kabul edilmektedir. 19. yüz yılda Fransa'da ortaya çıkan Realizm akımının öncülerinden olan Balzac, bu eserinde günlük yaşamı yapaylıktan kurtararak nesnel bir bakış açısıyla anlatmaktadır (Bu kitapta Balzac'ın kendi hayatında bazı kesitlere de yer verdiği tahmin edilmektedir). Kitapta olaylar Felix de Vandennesse'nin sevgilisi Natalie'ye yazdığı mektup ile başlamaktadır, aslında neredeyse tüm kitap Felix'in anımsalarından (flashbacks) oluşan bir anı kitabıdır da diyebiliriz. Çocukluğu anne sevgisinden ve ailesinden uzak geçmiş olan Felix, ailesinin yanına döndükten sonra bir baloya katılır ve baloda karşılaştığı genç bir kadından çok etkilenir (Kontes Henriette de Mortsauf). Uzun süre bu kadını unutamayan Felix, onunla bir gün karşılaşır ve kadının evinin bulunduğu vadiyi onun güzelliği ile özdeşleştirerek kendisine "Vadideki Zambak" adını verir. Öncelikle aile dostluğu şeklindeki görüşmeleri giderek sıklaşır ve Felix ile Henriette birbirlerinin en büyük sırdaşları olurlar. Henriette'nin mutsuz evliliği, hasta çocukları ve yaşadığı psikolojik sorunlar kadını Felix'e yaklaştırır. Aralarında bir aşk doğar ancak Henriette her zaman Felix'e bir abla şefkati ile yaklaşmaya çalışır, kendisini iş ve mevki sahibi olması konusunda destekler (hayatda dair verdiği nasihatları siz de uygulayabilrisiniz) ve kendi ailesi için büyük bir fedakarlık yapmaya çalışır. Bu süreçte mevki ve güç sahibi olan Felix başka bir kadın ile de tamamen tensel bir kaçamak yaşar (hayatındaki kadınları ruhumun ve bedenimin sevgilileri diye tanımlayacaktır). Kontes Henriette'yi hayatı boyunca unutamayan Felix, eninde sonunda kadınlara dair bazı gerçekler ile yüz yüze gelecektir.

Balzac'ın en popüler kitabı olan Vadideki Zambak, başarılı bir toplum bilimi incelemesi yapmaktadır. Acı ve ızdırabın hissedilir bir şekilde romana yansıtılmış olması ve mekan tasvirlerinin ustalıkla yapılmış olması dolayısıyla da sayılı eserler arasındadır. Bu arada bazı kaynaklar, Balzac'ın kendi hayatından kesitlere de kitapta yer verdiğini söylemektedir. Benim eserde en beğendiğim bölüm - ne yalan söyleyeyim- Natalie'nin kitabın sonunda Felix'e yazdığı mektuptu. Bir kadından da bu beklenirdi!

Suçlu da olsam, nihayet şuramda bir kalp taşıyordum, bütün bu sözler, kalbimin onun özellikle seçtiği en hassas noktalarına soğukkanlılıkla indirilmiş hançer darbeleriydi. Manevi acıların mutlak bir ölçüsü yoktur, ruhların duyarlılığıyla orantılıdır bu acılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.