Üniversite (neredeyse tek Türkçe dersimiz olan) Türkçe derslerinde konusu birbiriyle alakalı üç kitap seçilirdi ve o kitaplardan birisi sunum, birisi yazı ödevi ve diğeri de final sınavında sorulmak üzere belirlenirdi. Benim okuduğum serinin kitapları bana pek alakalı gelmese de, oda arkadaşım "Fikrimin İnce Gülü", "Buzdan Kılıçlar" ve "Araba Sevdası"nı okumuştu. O dönem aklıma takıldı bu kitap. Şimdi Kış Okuma Şenliği kapsamında Türk Edebiyatında klasik kabul edilen bir kitap kategorisine tercihim bu oldu. Klasik kabul edilen ve çok akıcı bir Türkçeyle yazılmış (Yaşar Kemal'i tenzih ederim) nadir kitaplardan birisi budur herhalde. Hepinizin bildiği gibi, bu kitapta İncegül Bayram'ın Almanya'dan aldığı bal renkli mercedesiyle (Balkız) sınır kapısından geçip köyüne giderken hissettikleri anımsamalar şeklinde (flashbacks) anlatılmaktadır. Sarı Mercedes filmi (1987 - İlyas Salman) bu kitaptan ilham alınarak çekilmiştir. Filmi yıllar önce izlediğim için detaylarını anımsayamasam da, filmin kitapta anlatılanlardan biraz daha farklı bir senaryo izlediğini duymuştum. Kitaptaki karakter, Bayram, neredeyse kimsesiz, sefil bir çocukluk geçirmiştir ve artık itibar görmek istemektedir. Ancak kendisini sosyal olarak tam geliştirememiş materyalist beyni Bayram'ı bu itibarı Almanya'da kazandığı biraz para ve sarı mercedesiyle elde edebileceğine inandırır. Hatta bu uğurda sevdiceğini yüzüstü bırakır, arkadaşına ihanet eder (İbrahim'e çürük raporu alıp kendisi onun yerine gidebilir mi, olur mu, yok olmaz kanı bozuk değildir İncegül Bayram'ın, ama....). Büyük bir aşkla bağlı olduğu mercedesiyle memleketine dönerken yol boyu köyünde bey gibi karşılanacağını, amcasının onunla gurur duyacağını, sevdiği kızın onu merakla beklediğini düşünmektedir Bayram ancak hem yolda başına gelenler hem de köye varınca yaşadıkları güzel bir hayat dersi olur ona.
Kitap 1976 yılında yazılmış ve Adalet Ağaoğlu'nun ikinci romanı. Aslında ben en çok ilk romanı olan "Ölmeye Yatmak" kitabını merak ediyorum (aldım da kitabı) ancak üçleme olduğu için bu aralar başlamak niyetinde değilim :). Bu arada, kitabın arkasında benim anlatmak isteyip anlatamadığım bir açıklama var: Fikrimin İnce Gülü, Adalet Ağaoğlu'nun hem almanya ve öteki olmak gerçeğine, hem de sistemin insanı neye çevirebildiği üzerine öncü ve farklı bakışıyla öne çıkan ikinci romanı. Almanya'da çalışan Bayram'ın sarı Mercedesiyle Kapıkule'den köyüne giderken yaşadıklarıyla, bellekteki bir yolculuğa da dönüşen roman; pek çok yabancılaşma ve içe "yolculuk" yaratısından önce kaleme alınmış, otuz yıldır tazeliğini yitirmeyen yazınsal bir uyarı...
"Fikrimin ince gülü / Kalbimin şen bülbülü / O gün ki gördüm seni / Yaktın ah yaktın beni /
Ellerin ellerimde / Gözlerin gözlerimde / O gün ki gördüm seni / Yaktın ah yaktın beni /
Ateşli dudakların / Gamzeli yanakların / O gün ki gördüm seni / Yaktın ah yaktın beni. "
Kitap 1976 yılında yazılmış ve Adalet Ağaoğlu'nun ikinci romanı. Aslında ben en çok ilk romanı olan "Ölmeye Yatmak" kitabını merak ediyorum (aldım da kitabı) ancak üçleme olduğu için bu aralar başlamak niyetinde değilim :). Bu arada, kitabın arkasında benim anlatmak isteyip anlatamadığım bir açıklama var: Fikrimin İnce Gülü, Adalet Ağaoğlu'nun hem almanya ve öteki olmak gerçeğine, hem de sistemin insanı neye çevirebildiği üzerine öncü ve farklı bakışıyla öne çıkan ikinci romanı. Almanya'da çalışan Bayram'ın sarı Mercedesiyle Kapıkule'den köyüne giderken yaşadıklarıyla, bellekteki bir yolculuğa da dönüşen roman; pek çok yabancılaşma ve içe "yolculuk" yaratısından önce kaleme alınmış, otuz yıldır tazeliğini yitirmeyen yazınsal bir uyarı...
"Fikrimin ince gülü / Kalbimin şen bülbülü / O gün ki gördüm seni / Yaktın ah yaktın beni /
Ellerin ellerimde / Gözlerin gözlerimde / O gün ki gördüm seni / Yaktın ah yaktın beni /
Ateşli dudakların / Gamzeli yanakların / O gün ki gördüm seni / Yaktın ah yaktın beni. "