1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Hermann Hesse'nin bir başyapıtı olarak tanıtılıyor Siddhartha. Kitabı beğendim. Hindistan'da bir Brahman'ın oğlu Siddhartha'nın kendini arayışının öyküsüdür diyebilirsiz kısaca. Onun yıllar içinde nasıl olgunlaştığını ve kendine neler kattığını adım adım takip edebiliyorsunuz. Öncelikle genç, bilgiye doymayan ve sürekli yeni arayışlar içinde olan Siddhartha'dan zamanla gerçek bilginin nerede nasıl bulunabileceğini fark eden ve hayat tecrübesine en son empatiyi ekleyen yaşlı Siddhartha'ya ulaşmanın adımlarını görebiliyorsunuz. Aslında bu kadar basit değil. Sevgili Hesse bu kitabı yazmadan önce çok geniş bir araştırma yapmış gibi görünüyor. Muhtemelen Hindistan'a giderek bu felsefeyi çok yakından incelemiştir. Belki bu sebeple, kitapta terimler Sanskritçe'dir (Hint - Avrupa dil ailesinin Hint-İran koluna bağlı en eski lisanı). Bazı yerlerde insanı zevklere dalan Siddhartha'yı "Sansara'ya aldanmış", ormana gidip çilekeşlerle yaşayıp aç kalmayı ve beklemeyi öğrenen Siddhartha'yı "Samana", meditasyon yöntemini ise "Om" olarak tanımlamaktadır. Hayatının bir döneminde Buddha ile karşılaşan Siddhartha ondan "Gotama" (gerçek adı) ile bahsedecekti. Hayatının son demlerinde karşılaşmış olduğu küçük bir ücret karşılığı insanları kayığıyla ırmaktan geçiren yaşlı Vasudeva'nın sırrı ise meğer adında gizliymiş (Vasudeva Hint Mitolojisinde Irmak tanrısının adıymış). Doğu felsefelerine dair daha fazla bilgim olsaydı, kitaptaki bir çok noktanın gerçek anlamını daha iyi kavrayabilirdim ancak yinede okunası bir kitap.
"Sen de benim gibisin, insanların büyük çoğunluğundan farklısın. Kamala'sın sen, yalnızca Kamala; içinde dingin bir yer, sığınılacak bir yer var, ne zaman istersen benim gibi oraya çekilebilir, kendini kendi evinde hissedebilirsin. Pek az insanda vardır bu, oysa herkes buna sahip olabilir."
Not: Kamala Siddhartha'nın aşık olduğu kadının adı ve lotus çiçeği anlamına gelmekteymiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.