İlk olarak 1951 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde basılan kitap Türkçeye 1967 yılında "Gönülçelen" olarak çevrilmiştir. Halihazırda Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan kitabın adı özgün adına yakın olarak "Çavdar Tarlasında Çocuklar" (The Catcher in the Rye) olarak tercüme edilmektedir. ABD'nin tutucu bölgelerinde yıllarca ahlak dışı bulunduğu için yasaklanan kitap, garip bir şekilde en çok okunan kitaplar arasındadır. Ayrıca çarpıcı giriş cümlesi ve kitabın son cümlesi "Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra" stylist.co.uk tarafından en iyi giriş cümlesi ve kapanış cümlesi kategorilerinde ilk sıralardan kendine yer bulmuştur. Kitapta hikaye ilk ağızdan (baş karakter Holden Caufield'in ağzından) anlatılır. Holden'in üç gününün anlatıldığı hikaye, noel arifesinde okuldan atılmasıyla başlar (Belirtilen tarihin 1950 noel arifesi olduğu tahmin edilmektedir). Daha önce birkaç kez okuduğu okullardan atılan Holden bu durumla yüzleşmek istemez (daha doğrusu ailesine ve tanıdığı kişilere bu durumu açıklamak istemez) ve bu üç günlük süreci sürekli değişen bir psikolojiyle çözüm arayarak ve -tabiri caizse- serserilik ederek geçirir. Başını alıp gidip gitmemek konusunda da ikilem yaşayan Holden, masumiyetine hayran olduğu küçük kız kardeşi Phoebe ile görüşmeye başlayınca kararlarını tekrar gözden geçirecektir.
Kitabı gerçekten beğendim, Holden Caufield'in doğallığının yanı sıra (gerçi on yedi yaşında olması dolayısıyla biraz ergen isyanları mevcut ancak farkındalığı çok yüksek bir çocuk) üç günlük süreçte yaşadığı bunalım ve başına gelenler merak uyandırıcıydı. Holden'ın konuşma tarzının biraz itici olduğunu kabul ediyorum, ama belirli bir yaş dönemi için güzel bir psikolojik çözümleme içeren bir eser olduğundan tavsiye ediyorum.
Not: Mel Gibson'un Komplo Teorisi filminde takıntılı bir şekilde her gördüğü yerde alıp bir türlü okumayadığı kitap işte bu kitaptır.
"İnsan bazı şeyleri tam hatırlayamıyor.... Herhalde hala pencereden filan bakıyordum, ama yemin ederim, tam olarak hatırlamıyorum. Hatırlayamayışımın nedeni; felaket üzgündüm. Bir şeylere üzülüyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem. Üzülmekten gidemem. Üzülmeyi bırakıp gidemem."
Kitabı gerçekten beğendim, Holden Caufield'in doğallığının yanı sıra (gerçi on yedi yaşında olması dolayısıyla biraz ergen isyanları mevcut ancak farkındalığı çok yüksek bir çocuk) üç günlük süreçte yaşadığı bunalım ve başına gelenler merak uyandırıcıydı. Holden'ın konuşma tarzının biraz itici olduğunu kabul ediyorum, ama belirli bir yaş dönemi için güzel bir psikolojik çözümleme içeren bir eser olduğundan tavsiye ediyorum.
Not: Mel Gibson'un Komplo Teorisi filminde takıntılı bir şekilde her gördüğü yerde alıp bir türlü okumayadığı kitap işte bu kitaptır.
"İnsan bazı şeyleri tam hatırlayamıyor.... Herhalde hala pencereden filan bakıyordum, ama yemin ederim, tam olarak hatırlamıyorum. Hatırlayamayışımın nedeni; felaket üzgündüm. Bir şeylere üzülüyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem. Üzülmekten gidemem. Üzülmeyi bırakıp gidemem."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.