Hala kendimi kitaplar konusunda toplayabilmiş değilim. Yine uzun süre bir şeye odaklanamıyorum. Ne oldu sıkıldım mı acaba? :) Bu nedenle yine bir şiir kitabı, yeni bir şiir kitabı. Şairlerin şiirlerini bir resim tablosu gibi incelemek hoşuma gidiyor. Okuduğum şiirlerinden yola çıkarak o şairi bir ressamla özdeşleştirmek... Oruç Aruoba aslında bir Picasso olabilirdi resim yapsaydı. O derece anlaşılmaz :). Aslında bu durumun sebebi kanaatimce Oruç Aruoba'nın bir felsefeci olması. Kitap üç bölümden oluşuyor: yakın - ateş yakana kılavuz - kut arayana kılavuz. Kitabın muhtelif yerlerinde bazı felsefik yazılar var ki, beni benden aldı: "Ateş, yakabileceği her şeyi yakana dek yanar - ancak o zaman söner..." Kut arayana kılavuz bölümü çok ilginç gerçekten. Ateş gibi değil, Kut'a herkes farklı bir anlam yükleyebilir: "Kut hiç eksik kalmasın istediğindir - hiç eksik olmasın istediğin...". "Kut, birden, şaşırarak bulduğun, ve nereye - ne yerine- koyacağını bilemediğindir - incecik, ışıltılı bir tel saç gibi...". "Kut, bir şey söyleyemediğindir - işte: seni susturan...". ve buna ilişkin olarak yazılan en güzel (benim aklımda beliren kut) hakkındaki şiir: "Kut aramaktan vazgeçmediğindir - beklemekten vazgeçmediğin - kut bulamadıkça aradığındır - gelmedikçe beklediğin."
"İsteyerek ölen kişi ile istemeden ölen insan
arasında, temelden, köten bir fark vardır
İlki her şeyin ötesine geçmiş olmakla huzurludur
ötekiyse, hiçbir şeyi çözememiş olmakla, huzursuz
'bitmeyen sükunlu gece' ile 'kabir azabı'
arasındaki fark da bu farkta yatsa gerek..."
"İsteyerek ölen kişi ile istemeden ölen insan
arasında, temelden, köten bir fark vardır
İlki her şeyin ötesine geçmiş olmakla huzurludur
ötekiyse, hiçbir şeyi çözememiş olmakla, huzursuz
'bitmeyen sükunlu gece' ile 'kabir azabı'
arasındaki fark da bu farkta yatsa gerek..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.