Bu aralar dünyayı etkisi altına alan Pandemi nedeniyle içinde bulunduğumuz ruh halinin de etkisiyle kitap okumak veya daha farklı bir aktivite ile oyalanmak eskisinden de zor geliyor bana. Aslında tam tersinin olacağını tahmin ederdim zira uzun zamandır evden çalışıyorum ve bu durum çalışma saatlerim dışında bana eskisinden daha fazla boş zaman kazandırıyor. Sanırım karamsar ruh halim bir kitaba odaklanmamı zorlaştırıyor, şimdilik başka bir açıklama bulamıyorum :). Bu nedenle bana iyi geleceğini umarak bu kez Attila İlhan'ın ilk şiir kitabı olan Duvar'ı okumayı tercih ettim (seçtiğim kitabın adı çok manidar). Şiir okumayı severim, uzun zamandır da fırsat bulup okuyamıyordum, bu nedenle Duvar'ı sevdim. Attila İlhan'ın bu kitabındaki her bir şiirinde bir özlem, bir yalnızlık, bir yardım çığlığı, bir emek, bir sosyal mücadele var gibiydi. Diğer kitaplarından farklı olarak bu eserindeki şiirlerinde Anadolu kokusu ve Halk edebiyatı etkisi de vardı. Bu şiir kitabı yayınlandığında, daha doğrusu bu kitaptaki şiirlerini yazdığında Attila İlhan'ın çok genç olduğunu düşünürsek, belki de bunun nedenini arayış içinde olmasıydı. Ya da İkinci Dünya Savaşının toplumlar üzerinde yarattığı travma düşünüldüğünde, bu travmayı hisseden genç bir şairin gelgitleri şiirlerine bu şekilde yansımıştı, kim bilir.
Aslında bu kitaptaki en sevdiğim şiiri buraya hem uzun olduğu için hem de merak edip kitaptan okumanız için alıntılamadım, en sevdiğim şiir kitaba adını veren "Duvar." Özellikle bu şiirin ikinci dünya savaşı içinde kahredilen bütün dünya duvarları için yazılmış olması beni bu aralar etkiledi. Bu konunun Pandemi nedeniyle duvarlar arasında kapalı kalmış olmamızla da ilgisi olduğunu düşünüyorum: Ben bir duvarım hiç güneş görmedim / sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar. Şiir okumaktan herkes hoşlanmaz ama seviyorsanız ve henüz okumadıysanız, bu kitabı mutlaka tavsiye ederim!
----
sen ve ben
realist şairle sevgilisi
birbirimizin gözlerine bakarak
yaşıyoruz bulutlar gibi
şimdilik
hayal kurarak
----
karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
bu gece dağ başları kadar yalnızım
çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
dudaklarımda eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
gözlerim gözlerini arıyor durmadan
neredesin
---
sarı baş örtülü bir kadın bir türkü yakmaktadır
buğday yıkamış güneşte kurutmaktadır
uzaktaki sevgilimi hatırlatırsınız bana
ah benim memleketimin dokunaklı şarkıları
Aslında bu kitaptaki en sevdiğim şiiri buraya hem uzun olduğu için hem de merak edip kitaptan okumanız için alıntılamadım, en sevdiğim şiir kitaba adını veren "Duvar." Özellikle bu şiirin ikinci dünya savaşı içinde kahredilen bütün dünya duvarları için yazılmış olması beni bu aralar etkiledi. Bu konunun Pandemi nedeniyle duvarlar arasında kapalı kalmış olmamızla da ilgisi olduğunu düşünüyorum: Ben bir duvarım hiç güneş görmedim / sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar. Şiir okumaktan herkes hoşlanmaz ama seviyorsanız ve henüz okumadıysanız, bu kitabı mutlaka tavsiye ederim!
----
sen ve ben
realist şairle sevgilisi
birbirimizin gözlerine bakarak
yaşıyoruz bulutlar gibi
şimdilik
hayal kurarak
----
karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
bu gece dağ başları kadar yalnızım
çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
dudaklarımda eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
gözlerim gözlerini arıyor durmadan
neredesin
---
sarı baş örtülü bir kadın bir türkü yakmaktadır
buğday yıkamış güneşte kurutmaktadır
uzaktaki sevgilimi hatırlatırsınız bana
ah benim memleketimin dokunaklı şarkıları