Powered By Blogger

4 Eylül 2018 Salı

Dede Korkut Kitabı

Arada bir dönüp dönüp Dede Korkut'un hikayelerini okuyorum zira hem anlattığı hikayeler hem de hikayelerini anlatırken kullandığı şiirsel dil çok hoşuma gidiyor. Hikayelerin ilk anlatıcısı olan Dede Korkut, olay örgüsünde genelde bir veli kişi namıyla akıl danışılan kişidir, bu nedenle aynı zamanda ozan sıfatını taşıtan eski Türk inancındaki din adamlarından olduğu tahmin etmekteyim. Dede Korkut'un ozan kişiliğinden olsa gerek, hikayeler şiirsel dilin yanı sıra pek çok nazım bölüm de bulundurmakta. Dede Korkut'un anlattığı hikayelerin zamanı hakkında kesin bir bilgi edinilmemekle birlikte anlattığı hikayelerin 15. yüzyılda yazıya geçirildiği düşünülmektedir. Özgün adı "Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan" yani Oğuz Diliyle Dede Korkut Kitabı olan eser aynı zamanda Oğuz Türklerinin yaşayışlarını, konuştukları dili, inanışlarını, örf, adet ve geleneklerini, yaşadıkları coğrafyayı, ahlak ve karakterlerini ayrıntıları ile anlatmaktadır. Kitaptaki her bir hikaye ayrı bir Türk boyu için söylenmiştir ancak olaylara bir bütün halinde bakıldığında bu boyların tek bir hakana, Hanlar Hanı lakaplı Bayındır Han'a bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Hikayelerin geçtiği coğrafya -hikayelerde geçen kelimelerden anladığım kadarı ile- Kuzey Doğu Anadolu- Batı Azerbaycan dolaylarıdır. Zira birkaç hikayede tekfurlara ait Bayburt Kalesi veya Trabzon Kalesinden söz edilmektedir, ayrıca "kafir dinli Gürcistan" şeklinde Gürcü topraklarından da söz edilmektedir. Oğuzların yaşam biçiminin hayvancılık olduğu da net bir şekilde anlaşılmaktadır düğün ve kutlamalarda aygır/deve/koç kesilmekte ve kopuzların çalındığı şölenler yapılmaktadır. Hikayelerde Şaman inancının etkileri (Bamsı Beyrek'in kırmızı düğün kaftanı vb. gibi) görülse de Dede Korkut hikayelerin sonunda İslam tasavvufuna uygun kapanışlar yapmaktadır. Ancak hikayelerin yazıya geçirildiği dönemde bu eklemelerin sonradan yapıldığı da düşünülebilir.

Bir mukaddime ve on iki hikayeden oluşan kitabın dünyada bilinen iki nüshası bulunmaktadır, birisi Almanya Dresden'de diğeri de Vatikan'dadır. Nüshalar üzerindeki ilk inceleme ve tercüme Alman bir Türkiyatçı tarafından yapılmıştır, akabinde ünlü şair Orhan  Şaik Gökyay tarafından kitap Türkiye'de yayınlanmıştır. eğer hala okumadıysanız Türk tarihi ve kültürü açısından çok değerli bu eseri okumanızı tavsiye ederim, eğer edebiyatçıysanız farklı, tarihçiyseniz farklı, yalnızca kitapsever biriyseniz daha farklı bir tat alacağınızı düşünüyorum.

"Vay al duvağımın sahibi / Vay alnımın başımın umudu
Vay şah yiğidim vay şahbaz yiğidim
Doyuncaya kadar yüzüne bakamadığım Han'ım
Nereye gittin beni yalnız koyup
Göz açıp da gördüğüm / gönül ile sevdiğim
Bir yastıkta baş koyduğum / yolunda öldüğüm
Vay Kazan Bey'in inançlısı / Vay kudretli Oğuz'un imrenileni
Hay Beyrek"

Dede Korkut Kitabı hakkında yapılmış detaylı bir inceleme:
http://www.acikbilim.com/2015/04/incelemeler/doga-tarihi-acisindan-dede-korkut-hikayeleri-uzerine-bir-inceleme.html



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.