Ara sıra hem Türk hem de yabancı yazarların oyunlarını büyük bir keyifle okuyorum. Aslında keşke vakit ve nakit ayırarak tiyatroya gidebilsem, ancak bu her zaman mümkün olamıyor maalesef. Bu nedenle ara sıra ünlü oyunları okumakla yetiniyorum. Cimri, Moliere'in en tanınmış eserlerinden birisi ve konusu itibariyle de çok trajikomik. Moliere, 1668 yılında yazdığı ve özgün adı "L'Avare" olan eserinin konusunu Plautus'un "Altın Çömlek" (Aulularia) eserinden esinlenerek kurgulamış ve Türkçeye ilk çevirisi Vefik Paşa tarafından "Azarya" adıyla yapılmış. Moliere'in bu eserinin teması, adından da anlaşılacağı üzere "cimrilik"tir. Bir kız bir erkek olmak üzere iki yetişkin çocuk babası olan Harpagon paradan başka hiçbir şeye değer vermeyen, hayatındaki her şeyin değerini kendisine olan maddi getirisine göre belirleyen, erdem ve cömertlik gibi duygulardan çok uzak olan, yani kısaca "hasta ruhlu" bir adamdır. Bu nedenle çevresindeki herkesten şüphe etmekte ve sahip olduğu paralarını olur olmaz yerlerde saklamaktadır. Çocukları Cleante ve Elise'in mutluluklarını bile hiçe sayarak, onları zengin/yaşlı/dul kişilerle evlendirmek ve cebinden beş kuruş harcamaksızın görevlerini yerine getirmek peşindedir. Cimriliği ve tefecilik yapması nedeniyle yaşadığı yerde de kimse tarafından sevilmemektedir. Harpagon'un şahsi ihtirasları artık en yakınlarını da tehdit eder hale gelince oğlu Cleante bir şeyler yapması gerektiği sonucuna varır.
Moliere ile Shakespeare'in tarzının insan gerçekliğine en çok yaklaşan oyun yazarları olması bakımından benzediği söylenmektedir. Hatta Shakespeare'in "Venedik Taciri" oyunundaki tefeci tüccar tiplemesine Moliere'in cimri tiplemesinin esin kaynağı olduğu da iddia edilmektedir. Tiyatroyu salt "edebi eser" olmaktan çıkarıp halk şakalarını da eklemeleri ve aynı zamanda ciddi-güldürü çizgilerini bozmamaları nedeniyle hem Moliere'in hem de Shakespeare'in hem dönemlerin de hem de şu anda sevilerek izlendikleri de aynı bir gerçek olaral değerlendirilmektedir. Moliere'in Paris yeni zenginlerinin para tutkusunu eleştirdiği kara mizah türündeki bu eserini okumanızı ya da fırsat bulursanız bir tiyatroda izlemenizi tavsiye ederim.
"Madem istiyorsunuz söyleyeyim: Dört bir yanda düpedüz alay ediyorlar sizinle. Demedikleri kalmıyor sizin için. Millet diline dolamış, tefe koymuş sizi; veryansın ediyorlar. Neler neler anlatmıyorlar cimriliğiniz üstüne. Kimi diyor ki, siz özel takvimler bastırıp perhiz, oruç günlerini iki misline çıkarıyormuşsunuz, evinizde az yemek yensin diye..."
Moliere ile Shakespeare'in tarzının insan gerçekliğine en çok yaklaşan oyun yazarları olması bakımından benzediği söylenmektedir. Hatta Shakespeare'in "Venedik Taciri" oyunundaki tefeci tüccar tiplemesine Moliere'in cimri tiplemesinin esin kaynağı olduğu da iddia edilmektedir. Tiyatroyu salt "edebi eser" olmaktan çıkarıp halk şakalarını da eklemeleri ve aynı zamanda ciddi-güldürü çizgilerini bozmamaları nedeniyle hem Moliere'in hem de Shakespeare'in hem dönemlerin de hem de şu anda sevilerek izlendikleri de aynı bir gerçek olaral değerlendirilmektedir. Moliere'in Paris yeni zenginlerinin para tutkusunu eleştirdiği kara mizah türündeki bu eserini okumanızı ya da fırsat bulursanız bir tiyatroda izlemenizi tavsiye ederim.
"Madem istiyorsunuz söyleyeyim: Dört bir yanda düpedüz alay ediyorlar sizinle. Demedikleri kalmıyor sizin için. Millet diline dolamış, tefe koymuş sizi; veryansın ediyorlar. Neler neler anlatmıyorlar cimriliğiniz üstüne. Kimi diyor ki, siz özel takvimler bastırıp perhiz, oruç günlerini iki misline çıkarıyormuşsunuz, evinizde az yemek yensin diye..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.