Memduh Şevket Esendal'ın (Meşe) ilk romanı olan bu eser, hem Türk Edebiaytının hem de yazarın en önemli eserleri arasında sayılmaktadır. Kitabın dili yalın olmasına rağmen günümüz Türkçesinden baya farklı ancak Meşe'nin bu kitabı 1934 yılında yazdığı düşünülürse bunu normal karşılayabiliriz. Kitapta Cumhuriyetin ilk yıllarında, genç bir banka memurunun (o dönemde banka memurluğunun sevilen bir meslek olduğu anlaşılıyor) Ankara'da dokuz odalı bir apartman dairesinin bir odasını kiralamasının ardından yaşadıkları anlatılıyor. Apartman dairesini günümüzdeki gibi düşünmemek gerekiyor, sanki bir pansiyon ya da han gibi bir yaşayış söz konusu. Kiralayan da dahil herkesin bir odası ve kendi yaşantısı vardır fakat pek tabi olarak dönen dedikodular çerçevesinde herkes başkasının hayatına hakimdir. Odaları kiralayan Ayaşlı İbrahim Bey, pansiyonun sakinlerinden kumarcı Turan Hanım, ahlaki değerleri düşük biri olan kocası Haki Bey, cimri komşuları Şefik Bey, zayıf karakterli bir kadın olan İffet Hanım, kocası Abdülkerim, Ayaşlı'nın kızı Faika Hanım ve damadı Fuat, pansiyonun hizmetçileri Halide, Raife, Ziynet herkes ayrı bir dünyadır. Anlatıcı banka memuru mekanda yaşayan kişileri tanımaya başladıkça insanların ne kadar dedikoducu, çıkarcı, bencil, paraya düşkün ve asla göründüğü gibi olmayan kişiler olduğunu fark edecektir.
Kitabın 1989 - 1990 sezonunda TRT'de yönetmenliğini Tunca Yönder'in yaptığı bir TV dizi uyarlaması yapılmış. Benim çok küçük olduğum yıllar söz konusu olduğu için diziye dair hiçbir şey anımsamıyorum ama izleyenler beğeni ile söz etmekteler. TRT şimdi eski arşivlerini online erişime açtığı için, izlemek isteyenler için de bir fırsat doğmuş olabilir diye düşünüyorum (ben henüz TRT arşivine bakmadım). Durum öykücülüğünü seviyorsanız ya da 1930'ların Ankara'sına göz atmak isterseniz bu kitabı mutlaka tavsiye ederim. İyi okumalar!
"Doğrusu da gitmek istemiyordum. Bilmem böyle bir kırgınlığım var. Her yer bana boş ve hüzünlü geliyor. Yeryüzü bana eskimiş görünüyor, her yeri toz kaplamış. Bundan evvel özenip yazmaya başladığım bir eserin müsveddeleri de masanın üstünde tozlanıyor. Sevmek, sevilmek de boş! İnsan korkunç bir yalnızlık içindedir. Kimsenin ne düşündüğünü bilemezsiniz! Bu yalnızlığı ben her zaman duymam."
Ekte kitap hakkında güzel bir inceleme bulabilirsiniz:
http://turkoloji.cu.edu.tr/pdf/sebahattin_yum_memduh_sevket_esendal_mizah.pdf
Kitabın 1989 - 1990 sezonunda TRT'de yönetmenliğini Tunca Yönder'in yaptığı bir TV dizi uyarlaması yapılmış. Benim çok küçük olduğum yıllar söz konusu olduğu için diziye dair hiçbir şey anımsamıyorum ama izleyenler beğeni ile söz etmekteler. TRT şimdi eski arşivlerini online erişime açtığı için, izlemek isteyenler için de bir fırsat doğmuş olabilir diye düşünüyorum (ben henüz TRT arşivine bakmadım). Durum öykücülüğünü seviyorsanız ya da 1930'ların Ankara'sına göz atmak isterseniz bu kitabı mutlaka tavsiye ederim. İyi okumalar!
"Doğrusu da gitmek istemiyordum. Bilmem böyle bir kırgınlığım var. Her yer bana boş ve hüzünlü geliyor. Yeryüzü bana eskimiş görünüyor, her yeri toz kaplamış. Bundan evvel özenip yazmaya başladığım bir eserin müsveddeleri de masanın üstünde tozlanıyor. Sevmek, sevilmek de boş! İnsan korkunç bir yalnızlık içindedir. Kimsenin ne düşündüğünü bilemezsiniz! Bu yalnızlığı ben her zaman duymam."
Ekte kitap hakkında güzel bir inceleme bulabilirsiniz:
http://turkoloji.cu.edu.tr/pdf/sebahattin_yum_memduh_sevket_esendal_mizah.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.