Düş Ülkesi: Neil Gaiman tarafından yazılan ve çizgi roman sektörünün en çok rağbet gören çizerleri tarafından resimlenen bu akıllıca yazılmış ve derin bir hüzün içeren destan, çağdaş kurgu, tarihi öyküler ve efsanelerin kusursuzca bir araya getirildiği, modern mitoloji ve karanlık fantezinin birleşimi olan bir eser. Sandman'ın bu üçüncü kitabında neredeyse birbirinden bağımsız dört hikaye var. Birincisi 1927 yılında ünlü yazar Erasmus Fry tarafından yakalanan ve 60 yıl boyunca onun tutsağı olan ilham perisi "Calliope"nin hüzünlü hikayesi. Calliope dokuz ilham perisinin (ilham perileri Zeus ve Mnemosyne'nin dokuz gecelik sevişmelerinin ürünleridir) en küçüğü ve epik şiirlerin ilhamıdır. Calliope'dan faydalanarak birbirinden güzel kitaplar yazan Erasmus Fry, onu kendisi gibi ilham arayışında olan başka bir yazara verir. Bu tutsaklığı sona ermeyen ve sürekli insanlar tarafından aşağılanan (tecavüze uğrayan) Calliope eskiden bir şekilde bir yakınlığı olan Ebdeiler'den birinden, Oneiros'dan yardım istemek zorunda kalır (Oneiros Sandman'ın Yunan Mitolojisindeki adıdır ve kendisi de bir süre insanların elinde tutsak kaldığı için yardım etmeye kararlıdır). İkinci hikayemiz "Bin Kedinin Düşü". Lovercraft okuyan bir arkadaşım bu hikayenin daha önce "Hayalet Şehirler: Ulthar'ın Kedileri"nde anlatıldığından bahsetti. Sandman'daki pek çok hikayenin Lovercraft'tan esinlenildiğine dair söylentiler duymuştum ancak mitoloji ve tarihten beslendikleri için aralarındaki benzerlik bana olağan geliyor açıkçası. Bin Kedinin Düşü insanoğlunun hakimiyetine kedi gözüyle bir bakış: Düşlerin Kedisiyle görüşen bir ev kedisinin diğer kedileri insanların hakimiyetinden kurtarma çabası da denilebilir. Biraz meşakkatli gibi :). Üçüncü hikaye "Bir yaz Gecesi Rüyası". Tam da tahmin ettiğiniz gibi, William Shakespeare'nin ilk en önemli eseri. Bir önceki kitapta, Düş Lordu'nun yeteneksiz bir yazarla pazarlık yaparak ona yetenek verdiği bir bölüm vardı - ki o Shakespeare'di. Ancak kendisinden bu yetenek karşılığında ne istediğini bu hikayede öğreniyoruz: Kendisi için iki oyun yazması. Birinci oyun başka bir boyuttan Düş Lordu'nun davetlisi olarak gelen doğaüstü yaratıklara bir gezici tiyatro ekibiyle oynanıyor ve ilginç bir şekilde oyunun pek çok karakteri bu fantastik kahramanların ta kendileri! Son bölüm "Maske". Burada süper kahraman olmak isteyen bir kadının düşünde Ra'nın yanına giderek ondan ölümsüzlük ve doğaüstü güçler alması anlatılıyor. Ancak olaylar pek de istediği gibi gelişmediği için, ölümsüz de olsa, çok çirkin bir görüntüye sahip oluyor ve insanların içine çıkamayarak karanlık bir evde hayatını sürdürüyor. Artık daha fazla dayanamayacağını hissettiği bir noktada ölmek isteğini yürekten belirtince birden karşısında Death'i görüyor (sonunda). Death ona gerçekten istediği şeyi almanın bir yolunu gösteriyor.
Sandman'ın bu eserinde Ebediler'den çok az bahsedilse de, bu yan hikayeleri sevdim. Yunan mitolojisi ve Shakespeare hakkında biraz bilgi edinmemi sağladı. Sanırım bir sonraki okuyacağım kitap Shakespeare'in "Bir Yaz Gecesi Rüyası" olacak. Uzun süredir bir yerden başlamak istediğim Shakespeare klasiklerine bu şekilde başlamak da ayrıca mutluluk verici :)
"Neden bu endişe onu da bilmiyorum. Will mükemmel hikayeler yaratmak için oldukça hevesli bir aday. Hikayeleri insanlık var oldukça yaşayacak, kelimeleri zaman boyunca yankılanacak. Benden istediği buydu. Ama bedelinin ne olduğunu anlamadı. Ölümlüler bunu asla anlamıyor. Sadece ödülün, kalplerinin arzularının peşindeler... Ama istediğin bir şeyi elde etmenin bedeli, bir zamanlar istemiş olduğun bir şeye sahip olmaktır."
Sandman 2: Bebek Evi
http://mahrem-i-esrar.blogspot.com.tr/2014/03/sandman-bebek-evi-neil-gaiman.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.