Shakespeare'in oyunlarını fırsat buldukça okuyorum, okudukça da kendisinin tarih ve mitoloji bilgisine ve kurmaca yeteneğine hayran kalıyorum. Bu çerçevede Pericles de Shakespeare'den beğendiğim oyunlardan birisi oldu diyebilirim. Aslında Pericles Shakespeare'in ünlü oyunları arasında sayılmıyor hatta özel olarak Shakespeare ilgisi yok ise pek çok kişinin bu eserin adını duymuş olma ihtimali de çok düşük (fakat şaşırtıcı şekilde sağlığında sahnelenen en popüler eserlerden birisi). Bu şüpheli durum belki de hikayedeki basitlik ya da bu eserin Shakespeare'in onaylanmış toplu eserleri koleksiyonunda yer almaması (First Folio) nedeniyle meydana gelmiş olabilir. Bununla birlikte, yazının başında da belirttiğim gibi, ben bu hikayeyi beğendim. Elbette Pericles'i hikayenin etkileyiciliği açısından bir Macbeth, Hamlet veya Julius Caesar'la karşılaştıramayız ancak Pericles'in basit hikayesinin güzel bir albenisi olduğunu söyleyebiliriz. Hikayedeki yalınlığın yanı sıra her sahnede arka planda duyulan müzik ve giriş sahnelerindeki şiirsel dil de kitabın okuma zevkini arttırmakta. Ayrıca, her ne kadar kahramanlar prens, prenses ve diğer soylu insanlardan seçilse de, kahramanların mütevazi ve kalender oluşu da oyunun havasını değiştiren unsurlardan denilebilir. Hikayeden kısaca bahsedecek olursak, olaylar Sur Prensi Pericles'in Antakya Kralı Antiochus'un güzelliği dillere destan olmuş kızı ile evlenmek istemesiyle başlıyor. Antiochus, kızıyla evlenmek isteyene bir bilmece soruyor ve bilmecenin yanıtını doğru bilen kişi kızıyla evlenmeye hak kazanırken, verile yanlış cevabın cezası ölüm oluyor. Pericles'in zekasını ve sezgilerini konuşturduğu bu tehlikeli macera Antakya'dan Tarsus'a, Tarsus'tan Midilli'ye oradan da Efes'e kadar uzanıyor.
Kitabın arkasında yazan tanıtımda, Shakespeare'in bu eser ile yeni bir metafizik ve daha esnek bir üslup sergilediğinden bahsedilmiş. Bu yeni tarz nedeniyle eserin Shakespeare'e ait olamayabileceği de zaman zaman tartışma konusu olmuş. Ancak bir sanatçı ve oyun yazarı olarak Shakespeare'in sanatına yeni bir bakış açısı getirmesi de mümkün. Abartılı sahneleri keyifle okumayı başarırsanız, ortada akıcı bir trajedi olduğu da bir gerçek. Belirttiğim gibi ben hikayeyi beğendim, okumanızı tavsiye ederim!
"Yılan değilim ama bana can veren / Annemin etinden beslenirim / Bir koca aradım, ararken / O ilgiyi babada buldum / Kendisi baba, oğul, biraz da koca / Ben annesi, karısı, ama evladı da / İki kişi nasıl bu kadar çok olur / Canını seven cevabını bulur"
Kitabın arkasında yazan tanıtımda, Shakespeare'in bu eser ile yeni bir metafizik ve daha esnek bir üslup sergilediğinden bahsedilmiş. Bu yeni tarz nedeniyle eserin Shakespeare'e ait olamayabileceği de zaman zaman tartışma konusu olmuş. Ancak bir sanatçı ve oyun yazarı olarak Shakespeare'in sanatına yeni bir bakış açısı getirmesi de mümkün. Abartılı sahneleri keyifle okumayı başarırsanız, ortada akıcı bir trajedi olduğu da bir gerçek. Belirttiğim gibi ben hikayeyi beğendim, okumanızı tavsiye ederim!
"Yılan değilim ama bana can veren / Annemin etinden beslenirim / Bir koca aradım, ararken / O ilgiyi babada buldum / Kendisi baba, oğul, biraz da koca / Ben annesi, karısı, ama evladı da / İki kişi nasıl bu kadar çok olur / Canını seven cevabını bulur"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.