Natüralizm akımının en öenmli temsilcilerinden birisi Emile Zola'nın bu eseri gerçek bir başyapıt. Kitap hakkında bilgi vermeden önce Natüralizm'den bahsetmekte fayda var: Natüralizm, doğayı detayları ile olduğu gibi yansıtmayı öngören akımların genel adıdır. 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da etkili olan bu akımın Türkiye'deki temsilcileri Ahmet Midhat Efendi ve Hüseyin Rahmi'dir. Natüralist yazarlar nesnel gerçekleri anlatırlar ve yaşamın acımasız yönlerini yazılarında yansıtırlar. İşte bu kitabı en güzel tanımlayan cümle budur: Yaşamın acımasız yönleri. Germinal'de 1860'larda Fransa'nın kömür madenleri ile ünlü Montsou bölgesindeki kömür işçilerinin grevi konu alınmıştır. Voreux Kömür Madeninde çalışan bir kömür işçisi ailenin hayatından yola çıkarak tüm işçilerin sefilliği ve şartlarının zorluğuna değinilmektedir. Hatta işçilerin çocukları "mutluluğu çocukların sereserpe oynadıkları, tıkabasa yemek yedikleri sıcacık bir ev olarak canlandırıyordu kafalarında." Kitabın baş karakteri başka bir bölgeden iş bulma amacıyla Voreux Kömür Madenine gelen Etienne Lantier'dir (Bazı kaynaklardan okuduğum kadarıyla, bu kitapta gençliğinin bir bölümü anlatılan Etienne'in çocukluğu Emile Zola'nın Meyhane adlı eserinde anlatılıyormuş). Bu korkutucu madende her geçen gün eriyip biten işçilerin arasına karşıan Etienne, kıdemli bir madenci olan Maheu ile tanışır ve arkadaşlığını iletlertir. Maheu ve ailesi uzun yıllardır maden işçiliği yapan sefil ve kalabalık bir ailedir ve kendisi saygı duyulan bir işçidir. Her geçen gün artan haksızlıklar ve azalan ücretler karşısında artık iyice bıkmış olan zavallı işçiler Etienne ve onun fikirleri ile etkilediği Maheu önderliğinde ayaklanır. Maden işçilerinin hayatlarındaki karmaşıklık, çektikleri ciddi sefalet ve zulüm, onların roman boyunca yaşam şartlarının daha da kötüleşmesi bunun sonucunda patlak veren romanın kırılma noktası Etienne'in liderlik ettiği grevle gözler önüne koyulur. Tabiri caizse bir ölüm orucu şeklinde grev başlar. Tabi bu hengamede Etienne ve Maheu'nun kızı arasında filizlenen aşk da kendine bir yol bulur.
"Ekmeğin ahlaktan önce geldiğini" tüm acımasızlığıyla anlatan romanın adı "Germinal" (Jerminal de denilmektedir) Latince'de tohum, tomurcuk, filiz anlamına gelen germen sözcüğünden türemiş Fransızca bir sözcüktür (aynı zamanda Fransız devriminden sonra kabul edilen cumhuriyetçi takvimin ilkbahar aylarına denk gelen 7. ayının adı imiş). Romanın son cümleleri adının hakkını veriyordu:
"Cana can katan o nisan sabahında gökteki alevli yıldızın gönderdiği ışınlarla yanıp tutuşan uçsuz bucaksız ovanın dört bir yanından derin bir uğultu yükseliyordu. İnsan bitiyordu topraktan, gelecek yüzyılda ürün vermek üzere yavaş yavaş filizlenen, pek yakında yer küreyi sarsarak başverecek olan, öç almak için yanıp tutuşan, kapkara bir insan ordusu boy atıyordu."
Not: Kitabı benim gibi tatil kitabı yapmanızı tavsiye etmem, zira biraz hüzünlü, tatilinizin keyfini çıkarın öncelikle!
"Ekmeğin ahlaktan önce geldiğini" tüm acımasızlığıyla anlatan romanın adı "Germinal" (Jerminal de denilmektedir) Latince'de tohum, tomurcuk, filiz anlamına gelen germen sözcüğünden türemiş Fransızca bir sözcüktür (aynı zamanda Fransız devriminden sonra kabul edilen cumhuriyetçi takvimin ilkbahar aylarına denk gelen 7. ayının adı imiş). Romanın son cümleleri adının hakkını veriyordu:
"Cana can katan o nisan sabahında gökteki alevli yıldızın gönderdiği ışınlarla yanıp tutuşan uçsuz bucaksız ovanın dört bir yanından derin bir uğultu yükseliyordu. İnsan bitiyordu topraktan, gelecek yüzyılda ürün vermek üzere yavaş yavaş filizlenen, pek yakında yer küreyi sarsarak başverecek olan, öç almak için yanıp tutuşan, kapkara bir insan ordusu boy atıyordu."
Not: Kitabı benim gibi tatil kitabı yapmanızı tavsiye etmem, zira biraz hüzünlü, tatilinizin keyfini çıkarın öncelikle!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz :) Yorumlarınız benim için bir kazançtır.